Selin Ilgaz
Bu yazı ilk olarak 2 Ocak 2020 tarihinde Live to Bloom sitesinde yayınlanmıştır
Yeni yıl, biten bir seneyi geride bırakmak ve yeni yılı nasıl geçirmek istediğimizi gözden geçirmek için çok elverişli bir alan. Bazı sayfaların kapanışını ve bazı adımların atılmasını kolaylaştırdığı için yılbaşı yeni bir çizgiyle taze olasılıkları ve başlangıçları temsil ediyor. Ben de bu yazımda sizlere, yeni yılda mindfulness ile bu olasılıkları nasıl gerçeğe çevirip sadece karar aşamasında kalmaktan kurtarabileceğimizi anlatmak istedim!
Bugün, yepyeni bir yılın ikinci günü. 2020 yılına dair hayatımızla ve kendimizle ilgili değişiklik niyetlerimiz olabilir ve aynı zamanda çok radikal kararlar almaya da yöneliyor olabiliriz. Çünkü her yeni yılda, hayatımıza yerleştirmek istediğimiz alışkanlıkların belki tümünü – başlangıçta büyük bir motivasyonla – yeni yıl kararlarımıza ekliyoruz.
Kurtulmak istediğimiz bütün alışkanlıklarımızdan kurtulmayı ümit ediyoruz ve edinmek istediğimiz tüm yeni alışkanlıklarımızın listesini yapıyoruz. Ama kocaman bir liste olunca da işe ne kadar motive başlarsak başlayalım, bir süre sonra bu yeni alışkanlıkları sürdürmede zorluklar çektiğimizi, eski olma şeklimize döndüğümüzü gözlemleyebiliyoruz.
Sinir sistemimizin belli bir kapasitesi var. Doğuştan gelen ve daha sonra yaşadıklarımıza göre şekillenen sinir sistemimizin belirli alt ve üst limitlerini değerlendirdiğimizde bir “tolerans penceremiz” veya “orta yolumuz” olduğunu söyleyebiliriz. Tolerans penceresi veya orta yol, aşırı uyarılma ve az uyarılma eşikleri arasındaki alana tekabül ediyor. Aşırı uyarıldığımızda sinir sistemimize fazla yük binmiş oluyor ve tehlike modu tetikleniyor. Burada mantığımız işlemiyor, yaşadıklarımızın sağlıklı entegrasyonu gerçekleşmiyor. Tetikte olma halini ve yüksek duygusal tepkiselliği gözlemliyoruz.
Az uyarıldığımızda ise kendimizi bırakmışlık, duygusuzluk, hissizlik gözlemliyoruz. Bu iki limitin sınırı kişiden kişiye değişiyor. Kimimizin aşırı uyarılma eşiği diğerlerine göre daha altta veya üstte olabiliyor. Macera sporlarını seven, onları heyecanlı ve zevkli bulan kişi ile aynı sporu veya aktiviteyi ürkütücü ve tetikleyici bulan kişi ile aradaki fark, aslında üst eşiklerinin konumundan kaynaklanıyor. Herhangi bir dış etken, aktivite veya olayın ne olduğu değil, o durumun bizim sinir sistemimizi nasıl tetiklediği önemli.
Şu an yaşamakta olduğumuz hayat tarzından çok uzak, bir anda hayatımıza yerleştirmek istediğimiz 10 yeni alışkanlık için değişiklikler yapmaya karar verdiğimiz zaman kapasitemizi aşarız ve sistemimizi aşırı uyarmış oluruz. Hayatımızı kolaylaştırsın diye belki daha sağlıklı ve farkında yaşamak için atmak istediğimiz bütün adımlar bu yüzden ters tepebilir ve beden tarafından “tehlike” olarak algılanabilir. Sonuç bildiğimiz gibi biter: Yeni oluşturmak istediğimiz o hayat tarzını, alışkanlıkların hiçbiri oturmamış olur, kendimizi başa dönmüş buluruz. Öte yandan atmak istediğimiz adım çok minik kalırsa sistemimizi hiç uyarmamış oluruz ve yine hiçbir fark yaratmamış oluruz.
Zihin sabırsızdır ve her şeyi hemen, şimdi ister. Ya hepsi ya hiçbiri olarak işleme eğilimi gösterir. “Edinmek istediğim 10 alışkanlığı da hayatıma yerleştiremedim mi? O zaman diğer uca, her şeyi sıfırlamaya geçiyorum. Aşırı uyarılma eşiğinden az uyarılma eşiğine geçiş yapıyorum.” mantığıyla çalışır.
Bu nedenle yeni yılda mindfulness bilinciyle sinir sistemimizle uyumlu adımlar atmak istiyorsak tolerans penceremizi yani orta yolumuzu bulmamız ve tanımamız bize yardımcı olacaktır. İşte yeni yılda mindfulness pratiğini benimseyerek, alt ve üst sınırlarımıza göre bilinçli kararlar almanın bazı yolları!
Yeni alışkanlık kararlarını nasıl almaya meyillisiniz? Belki değiştirmek istediğiniz çok şeyi görüyorsunuz ve baştan vazgeçiyorsunuz, boş veriyorsunuz. Veya bütün değiştirmek istediğiniz ve yeni edinmek alışkanlıklarınızı hemen en ideal noktasında olması için planlıyorsunuz. Bu noktada kendi kalıplaşmış ve otomatikleşmiş tepkilerinizi tanımanız bir sonraki adımlar için çok yardımcı olacaktır.
Yol çok uzun gözüküyor ve ümitsizlik mi çıkıyor karşınıza? Rahatlık, heyecan veya motivasyon var mı? Bütün bu değişiklikleri uygulama fikrinin bedende uyandırdığı his, bu yolda nasıl ilerlediğinizin aslında düşünme eylemine göre daha doğru bir göstergesi. “Bütün bunları yapınca kendimi daha iyi hissedeceğim.” diye düşünüyorsanız bunun sadece bir düşünce olduğunu fark edin.
Teorik bir gelecekte daha iyi hissedeceğiniz fikri motivasyonunuz düştüğünde tekrar bulmada yardımcı olabilir ama sürdürülebilirlik için size asıl destek sağlıklı ve dengeli bir sinir sisteminden geçiyor. Tolerans pencerenizi hatırlayın; eğer aşırı uyarılmaya geçtiğinizi fark ediyorsanız yaptığınız hiçbir şeyin daha iyi hissetmenizi sağlamayacağını unutmayın!
Aşırı uyarılmaya geçmenin en kolay yolu şu anki hayat tarzınızdan çok uzak kararlar almak. Hiç spor yapmıyorsanız bir anda sporu haftada 5 güne çıkarmak gibi. Yine uzak gelecekte ideal noktanız haftada 5 gün spor yapmak olabilir ama bu noktaya bir seferde varmaya çalışmak sinir sistemini aşırı uyarılmaya geçirecektir. Şu anki hayat tarzına çok uzak olmayan bir şekilde alışkanlıklarınızı değiştirmek için bir sonraki adımla devam edin.
“İdeal” bir hayat tarzınızın olması ve onu resmetmek güzel ama iş pratiğe dökülünce adım adım arttırabileceğiniz bir ritim bulmanız o ideale ulaşmanıza yardımcı olacak. Küçük adımlar orta yolumuzda kalarak devam etmemizi sağlıyor, radikal bir değişikliğe geçmek ise sinir sistemini aşırı uyarmaya geçiriyor. Rahatsızlık hislerini ortaya çıkarıyor ve zaman içinde sürdürülebilir olmuyor.
Mesela hiçbir cilt bakımı rutininiz yoksa bir anda 13 adımlık bir cilt bakımı rutinine geçmeniz sinir sistemini ve kapasiteyi çok zorlar. Onun yerine 2 adımlık bir rutinle başlamak daha yararlı olacaktır. Veya sabahları daha erken kalkmak istiyorsanız bunu tek seferde 1 saat geri çekerek değil, önce 10-15 dakika daha erken kalkmayı pratik ederek başlayabilirsiniz. Bu örneklerden yola çıkarak kendi durumunuzu gözlemleyin, hangi küçük adımlarla başlayabilirsiniz? Hangi küçük adımlar kapasitenizi zorlamadan size başarı ve tatmin olma hissi kazandırabilir?
Hepsine aynı anda başlama fikri sizi nasıl hissettiriyor? “Kendi kapasitemi gözlemleyerek beni rahatsız etmeyecek kadarına şimdi başlamayı seçebilirim. Bu yeni alışkanlıklarım oturduğunda, fazla efor istemediğinde bir sonraki alışkanlığa/değişikliğe geçebilirim.” demeyi seçebilirsiniz.
Aynı zamanda, şu sorular üzerine düşünerek yeni yılın ilk günlerinde kendinize bir zaman tanımak isteyebilirsiniz:
- Yeni yılla birlikte neleri geride bırakmaya hazırım, hangi tepkilerim ve hangi alışkanlıklarımın değişmesini istiyorum?
- Bu yıl bana yardımcı ve destek olabilecek tavırlar, tutumlar neler? Serbest bırakma, yargısızlık, kabul, şefkat, güven, cesaret, şükran, nezaket, mizah, çabasızlık, merak… Neye ihtiyacım var bu sene?
- Bu sene niyetim ne? Geçen senelerden farklı olarak ne yaratmayı niyetliyorum?
- Bir kelimeyle 2020’yi tanımlasam, bu ne olurdu?